Amerikalı sosyal psikolog Ben Monroe, küçük bir kasabada yerel bir tarikatın karıştığı dehşet verici bir olayı araştırırken, hem mesleki merakı hem de kişisel sınırları zorlayan bir durumla karşı karşıya kalır. Bu esrarengiz tarikata dair ipuçlarını birleştirmeye çalışırken, Ben kendini geçmiş travmalarını hatırlatan bir girdabın içinde bulur.
Bu sırada, Ben'in ergenlik çağındaki kızı Emma, kasabada tanıştığı sessiz ve gizemli bir çocukla bir bağ kurmaya başlar. Ancak bu ilişki, masum bir dostluğun ötesine geçerek kasabanın karanlık sırlarını ve tarikatın gerçek yüzünü ortaya çıkaran bir gerilim hattına dönüşür. Emma’nın yeni arkadaşı, tarikata olan bağlantıları ve gerçek niyetleriyle hem kızın hem de babasının hayatını derinden etkileyecek sırlar taşımaktadır.
Film, korku ve psikolojik gerilim unsurlarını birleştirerek, insan doğasının karanlık yanlarını keşfetmeye cesaret ediyor. Hem Ben'in profesyonel bir araştırmacı olarak soğukkanlılığını koruma çabası hem de bir baba olarak kızını koruma içgüdüsü, hikâyenin dramatik gerginliğini artırıyor. Geçmiş, inanç ve kişisel hesaplaşmalar arasındaki sınırların belirsizleştiği bu sürükleyici anlatı, izleyiciyi bir an bile rahat bırakmayan bir deneyim sunuyor.
