Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

Bi Gan’ın bu görsel şiiri, hafızanın labirentlerinde dolaşan bir aşk hikâyesi sunuyor. Chagall’in rüya gibi kompozisyonları ve Modiano’nun melankoliyle bezeli bellek temalı anlatılarından ilham alan film, bir aşkın izini süren Luo’nun gözünden geçmişin peşine düşüyor. Luo, uzun yıllar önce terk ettiği Kaili’ye geri dönerken, sadece bir kasabayı değil, geçmişte bıraktığı duyguları, yarım kalmış konuşmaları ve kayıp aşkı Wan’ı aramaya başlar. Film, klasik bir anlatı yapısındansa, görsel hafıza ve duygu çağrışımları üzerinden ilerliyor. Bi Gan’ın kamerası, zamanın ve mekânın sınırlarını zorlayan plan-sekanslarla Luo’nun içsel dünyasını adeta sinematografik bir tabloya dönüştürüyor. Gölgeyle ışık, hatırlamakla unutmak arasındaki o ince çizgide dans ediyor. Luo'nun yürüdüğü her sokak, baktığı her yüz, bir hatıranın kıyısında salınan imgeler gibi belirip kayboluyor. “Long Day’s Journey Into Night” ismini taşıyan bu film, sizi gerçeklik ile düş arasında süzülen bir anlatının içine alacak ve hissettirdikleriyle uzun süre zihninizde kalacak. Filmizlesene.Eu sitesini ziyaret edebilirsiniz.